Apansızın bir düşünce sarıverir hücrelerini.Tüm gün o
düşünce beyninin kıvrımlarında dolanır durur.İlham gelmiş gibi hisseder ve
heye canlanırsın aniden.Tüm gün elinde bir topla oynarmışcasına o düşünceyle
oynarsın, tartarsın sorgularsın, an’dan uzaklaşıp gidersin.Benliğini teslim
edersin sanki O na .Sonra izin verir kendine, yarın da aynı şeyleri düşünür ve
hissedersem o düşünceye ve duyguya sahip çıkayım dersin, ertesi gün uyandığında
an’dasındır.Ne o düşüncenin ne o duygunun etkisi yoktur.Sanki tüm gün kafanı
kurcalayan o düşünce ve duygu buhar olup uçmuştur.
Hayatta takıldığımız tökezlediğimiz noktalar da böyle bir
şey mi acaba ? Üstünde gereğinden fazla efor harcadığımız düşünce ve duygu
sarf-ettiğimiz blokajların yanından geçip gitmek mi gerekir acaba ?
An ‘ dan bizi uzaklaştıran, değiştiremeyeceğimizi bildiğimiz
durumları sessizce izlemek ve kabullenmek mi gerekir, yoksa yel değirmenlerine
karşı savaşmak mı, ne dersiniz,
İç sesiniz ne der bu durumda , hayat bir nehirse akışa mı
bırakmalı ,suyun tersine mi yüzmeye çalışmalı ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder